
Articles ~ Makaleler

Sol ve Sağ (TR)
Bunun bir orta yolu olmalı!
1 Kasım 2021
Türkiye’de otuz yıldan fazla yaşadım ve siyasetin içinde görev aldım. O yıllarda veya şimdi Türkiye’de benim için sağ kanatta yer alan bir partiye sempati duymam pek söz konusu olmadı, olamaz. Çünkü Türkiye’de sağ kanatta yer alan partilerde laikliği tehlikeye atacak fikir ve düşüncelerin gelişebildiğini defalarca gördük. Türkiye’nin siyasi tarihinde; dini, devlet işlerine karıştırmayan sağ partide bulunan yöneticilerin de geldiğini söylemekte fayda var. Fakat işlerine geldiği gibi zaman zaman halkın hassas inançlarına hitap ederek dini kullanmaktan kaçınmadıkları da bir gerçek. Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunun İslam dinine inandığı düşünülürse, laiklikten uzaklaşıp, şeriat kurallarıyla yönetme arzusunda olan kişiler her zaman sağ kanatta bulunan bir parti altında toplanmaya devam edecekler.
Türkiye’de Muhafazakar ifadesi ile ilgili olarak TDK, “tutucu” açıklamasında bulunmaktadır. Belli olan durumların değişmesine izin vermeyen, kollayan, tutucu anlamlarında kullanılmaktadır. “Muhafazakâr, ortada olan bir durumu koruma kollama amacını güden düşünce tarzını destekleyen kişilere denir. Yani toplumun ve bireylerin değişmesine karşı direnç gösteren kişilerdir. Toplumsal ve kültürel değerlerin korunmasını savunur. Sağ kanat olarak bilinen siyasi ideolojidir.” Aslında dikkat ederseniz TDK’nın tanımında dinden bahsedilmemektedir. Fakat Türkiye’de tutucu dediğimiz kesimi dindar kesimle özleştirdiğimiz için Türkiye’de ki muhafazakarlık genelde dindar, tutucu kesim olarak tanımlanır. Ve bu durumdan dolayı Laik biri sağ partiye sempati duymakta zorlanır.
Şimdi gelelim Türkiye’de solculuğun tanımına; “Solculuk, var olan sosyal hiyerarşiyi kaldırmak isteyen ve zenginliğin eşit dağılımını destekleyen politik hareketlere karşılık gelen terimdir. Emek-sermaye çelişkisinde emekten taraftır. İnsan merkezlidir, odağına din, ırk, milliyet, cinsiyet vb. kavramlar yerine insanı alır. Sol ile özdeşleştirilen ideolojiler Marksizm, sosyalizm, komünizm, sosyal demokrasi, sol liberteryenizm, sosyal liberalizm, sendikacılık, ilerlemecilik, otonomculuk ve anarşizmin birçok biçimidir.”
Türkiye’de DSP veya CHP gibi solda yer alan köklü partiler tarihte hiçbir zaman sosyalizmi veya komünizmi getirmekten bahsetmediler. Dini devlet işlerine karıştırmamak ilk amaçlarıydı. Ama son yirmi yıl içinde CHP de sonunda Laiklikten ödün verip dini kullanmaya başlayarak oy toplama çabası içine girdi. Ayrıca çoğu Türk’ün komünizm ve sosyalizm yönetim sistemlerinin gerçek yüzünü bilmedikleri için Küba’ya, eski Küba lideri Fidel Castro’ya, Che’ye büyük sempati duyduklarını, Marksizim savunucusu olduklarını biliyoruz. Belki de Türkiye nüfusunun çoğunlukta İslam’a inanıyor olması Sol ve Sağ kavramlarının tanımlanmasında büyük karışıklığa sebep verdiğini söyleyebiliriz. Çünkü benim gibi Atatürk fikir ve düşüncelerine sadık kalan, laik devlet yönetimine inanan birçok kişi sol kanat altındaki bir partiyi desteklemekten başka bir çare bulamaz. Çünkü dinle yönetilen bir ülkede yaşamaktan korkarız. Ama o yıllarda ve şu an birçok Türk’ün bilmediği gibi benim de bilmediğim bir gerçek vardı. Komünizm ’in ne tür tehlikeli Faşist bir yönetim olduğundan habersizdim. Belki de bizlere okullarda verilen eksik bilgiler, yanlış bir eğitim veya yurtdışına açılamamak buna neden oldu. Neyse ki Türkiye’de yaşadığım yıllarda en çok DSP’ye, Ecevit’e sempati besleyen biri olarak asla komünizmden bahsetmemiş olması ve bu fikre sahip olmadığını bilmek içimi rahatlatıyor ve beni memnun ediyor. Ayrıca Atatürk’ün de CHP’yi kurarken bir sol veya sağ parti olarak kurmadığına inanıyorum. O bir Cumhuriyet Partisi kurdu. Laikliği savundu. Kültürel değerlerimize sahip çıkmamızı istedi. Hem sol’un hem sağ’ın sadece en iyi yönlerini alıp kullanmak istedi. Belki de aldığı bu karar bu yüzünden bu kadar farklı, değerli ve başarılı olabildi.
On iki yıldır Amerika’da yaşıyorum. Ben komünizm, sosyalizm yönetiminin ne olduğunu burada tanıştığım, arkadaş edindiğim, Rus, Kübalı, Venezuella’lı ve Çin’li arkadaşlarımdan öğrendim. Ülke yöneticilerinin eşitlik vaat edip nasıl bir sefil hayat sürdüklerinden, adaletin yasaların işlemediğinden, karneyle yemek aldıklarından, bilimin ilerlememesinden, kullanılan tıbbi aletlerin kaç yıllık olduğundan, devlet ne üretirse sadece onu alabildiklerinden, rekabet olmadığı için devletin belirlediği fiyat politikasına uymak zorunda kaldıklarından, mal, arazi sahibi olamamaktan, Küba’da doktorların Amerika’ya seminere geldiklerinde bir çoğunun sığınma talebinde bulunduklarından, Küba’da Fidel’in uyguladığı aşırı şiddet ve korku içeren yönetimden kaçmak için Miami sınırana kadar okyanusta yüzmeyi göze aldıklarından, Çin’in vatandaşını puanladığını puanına göre muamele uyguladığından, Çin’in sosyal medya hesapları hariç yabancı sosyal medya hesaplarının ülkede kullanılmasına izin vermediği gibi daha bir çok şeyi ben hep arkadaşlarımdan dinleyerek öğrendim. Hiç unutmam burada gittiğim okulda bir gün Çin’li arkadaşım facebook’un varlığından ancak Amerika’ya göç ettiğinde haberdar olabildiğini ve yeni hesap açtığını kendisine yardımcı olup olamayacağımı sormuştu. Yine bir zamanlar komünizm dönemini Rusya’da yaşamış 60’larında olan bir arkadaşım çocukluğunun, gençliğinin nasıl bir sefalet ve hep korku içinde geçtiğini, babasını sebepsiz yere tutuklayıp götürdüklerinde bir daha kendisinden haber alamadıklarını anlatmıştı. Yıllarca babasına ne olduğunu asla öğrenememiş. "Babama bir mezarı bile çok görenlerin ülkesinde yaşamaktan hep nefret ettim" derdi.
Sizlere bu konu hakkında yazılmış nobel ödüllü Rus yazar Svetlana Alexievich'in "İkinci El Zaman" adlı kitabını ve "Cuba and The Cameraman" adlı belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.


Bu bölümü kapitalizmden nefret edip her kapitalizmi vahşi kapitalizmle karıştırıp, komünizmi sosyalizmi destekleyen Türkler için birkaç cümleyle tamamlamak istiyorum.
Kapitalizmin en başarılı yürütüldüğü ülkenin Amerika olduğu bir gerçek. Çünkü kapitalizm serbest piyasaya, rekabete dayanır. Birçok Türk’ün sandığı o vahşi kapitalizme ben burada şahit olmadım. Vahşi kapitalizmde işçinin hak ettiği ücret ödenmez, işçi mesaiye kaldığı saatlerin ücretini çoğu zaman alamaz, Ekonominin bozuk olduğu zamanlarda işsizlik fazla olduğu için neredeyse bedavaya eleman çalıştırmak isteyen şirketler artar. Devlet her şeye ek vergi yükü bindirir. Kriz zamanlarında daha önceden depolanan ürün firma tarafından fahiş fiyatlara satılmaya başlanır ve yasalar gereği devlet buna bir ceza uygulaması getirmez. Vahşi kapitalizmde devlet soygunculuk yapar. Kendi üretimini durdurur. Üretim yapmamaya başlayınca dışarıya bağımlı hale gelir. Ve her şey halka daha maliyetli ulaşmaya başlar. Bu da enflasyonun artışına ve hayat pahalılığına sebep olur. Bu yüzden Türkiye’de uygulanan kapitalizmin kendisi değildir. Amerika’da bunların hiç birine şahit olamazsınız. İşçinin hakkı neyse o ödenir. Saat ücreti mantığı işler ve mesaiye kalınacaksa saat ücretleri maaşına eklenir. Zamanında maaşını alamamak gibi bir muamele söz konusu bile değildir. Rekabet olduğu için aynı kalitede birçok markadan halk istediğini seçmekte özgürdür. Üretim yapan, iş kuran kişi milyoner de olabilir, normal geçimini sağlayabilecek kadar bir kazançla geçimini de sağlayabilir. Firmalar kriz anlarında istedikleri gibi fiyatları arttıramazlar. Örnek vermem gerekirse covid döneminin ilk başladığı zamanlarda birçok yerde hand sanitizer (El dezenfekte jel temizleyici) raflarda kalmamıştı. Bazı firmalar fiyatlarını yükselterek online satışa sundular. Ve anında devlet tarafında para cezası verildi ve fiyatları normal fiyatlarına indirmeleri istendi.
Yaklaşmakta olan Black Friday günü Türklere kapitalizmin çılgınca tüketim örneği gibi gelir. Burada bir yıl boyunca telefonunu yenilemek, evinde bozulmuş bir elektronik ürünü almak isteyen, Noel yaklaşırken hediye almak için bu günü fırsat bilen, yıllardır kullandığı elektrikli süpürgesini robot bir süpürgeyle değiştirmek için zamanın geldiğini düşünen bir çok insan o günü bekler. Çünkü Amerika’daki Black Friday, son yıllarda Türkiye’de yeni olsa da başlatılan kara Cuma etkinliğine benzemez. İndirimler büyüktür. Ve birçok Amerikalı için bu bir fırsat günüdür. Türkiye’de gerçek kapitalizm sistemi uygulanıyor olsaydı şu an yaşananların hiçbiri yaşanmaz TL’de bu kadar değer kaybetmemiş olurdu. Kapitalizmin faydalarını bilmeyen, yaşamamış ülkelere sosylizmi, komünizmi sunduğunuzda sevinçle haykırarak evet derler. Çünkü sürekli yükselen enflasyon, işsizlik, eşit olmayan adaletsiz dağılım (hükümetin sadece kendi yandaşlarına iş imkanı sunması gibi), açlık uzun yıllar sürdüğü takdirde insanı bezdirir bıktırır. Ve bir süre sonra insanlar çok zengin olanlardan nefretle bahsetmeye başlar. Sosyalizmde kimse mal sahibi olamayacak herkese eşit hakları sunacağız dendiğinde halk buna inanır sevinçle kabul eder. Halbuki Sosyalizmde devlet yönetiminde, devlete sadık hizmet eden ve elit kesim olarak adlandırılan üst sınıfa tüm ayrıcalıklar sunulur.
Şimdi gelin Amerika’da sol ve sağ kanatlı partilerin ideolojilerine, yönetim şekillerine, şu an sol bir partinin yönetiminde olan Amerika’da neler oluyor ve 2022’de bizleri neler bekliyor bölümler halinde ele alalım.

Amerika'da Sol ve Sağ kanat
Amerika’da sol kanat "Demokrat Parti"
İdeolojileri Sosyal Demokrasi; federalizm; Sosyalizm, Komünizm; kolektivizm; Marksizmdir. İç savaş öncesi köleliğin devamını isteyen sol parti demokrat partidir. Ku Klux Klan örgütüne üye olanlar demokrat partili sol görüşlü insanlardır. Robert Byrd, 1940'larda Ku Klux Klan'ın bir üyesiydi. Demokrat Partisinden senatör seçilerek mecliste 51 yıl görev yaptı ve 2010 yılında 92 yaşında öldü. Cenazesine Demokrat Parti’den başkan seçilmiş Obama, Biden ve Clinton katıldı. Bugün de günümüzde ırkçılığı alevlendirerek ortalığı kızıştıran, ayrımcılığa yol açan ve Afro Amerikalıların yanında yer alıyormuş gibi rol yapan sol görüşlü demokrat partidir.


Amerikan Solu, Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik, politik ve kültürel kurumlarında eşitlikçi değişiklikler arayan bireylerden ve gruplardan oluşur. Ulusal kapsamda çeşitli alt gruplar aktiftir. Liberaller ve ilericiler, eşitliğin mevcut kapitalist yapılara yerleştirilebileceğine inanırlar, ancak kapitalizm eleştirilerinde ve reform ve refah devletinin boyutunda farklılık gösterirler. Uluslararası zorunluluklara sahip anarşistler, komünistler ve sosyalistler de bu makro hareketin içinde yer alır. Amerika Birleşik Devletleri'nde, bazıları ütopik sosyalist ideallere dayanan daha geniş amaçlı topluluk hareketinin bir alt kategorisi olarak birçok komün ve eşitlikçi topluluk var olmuştur.
Sol siyaset 19. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'ne gelmiş olsa da, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük sol siyasi partiler yoktur. Akademisyenler uzun zamandır Amerika Birleşik Devletleri'nde neden hiçbir geçerli sosyalist partinin ortaya çıkmadığının nedenlerini araştırmaya devam ediyorlar. Bazı yazarlar bunu sosyalist örgütlenme ve liderliğin başarısızlıklarına, bazıları sosyalizm ile Amerikan değerlerinin uyumsuzluğuna, bazıları ise Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın dayattığı sınırlamalara bağlıyor.
Demokrat Partisinin ideolojisine pek uymayan vatansever ve ülkesinin çıkarlarını koruyan başkanlardan biri John F Kennedy’di. Diğer demokrat başkanların aksine ülkesinin ve milletinin çıkarlarını koruyarak, anayasaya bağlı bir yol izleyen Kennedy’nin ne yazık ki çok uzun süre başkanlık yapmasına izin vermediler ve düzenlenen suikastla hayatını kaybetti.
Amerika’da sağ kanat "Cumhuriyetçi Parti"
Ulusal veya Federal düzeyde sınırlanmış hükümeti doğru bulurlar. Devletin halk üzerinde kontrolünün sınırlı olmasını savunurlar. Yerel yönetimlerin; yerel nüfusu etkileyen kararlar üzerinde daha fazla kontrole sahip olmaları gerektiğini düşünürler. Bireysel özgürlük ve kişisel mülkiyet haklarını savunurlar. Kapitalizm; muhafazakarlık terimiyle kültürel, sosyal, ahlaki değerlere sahip çıkılmasını destekler.
1789'dan 1797'ye kadar Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk başkanı olarak görev yapan, Amerika’nın kurucu babası olarak anılan George Washington’ın politikasına, anayasaya sadık kalırlar.
Sağ kanat altında Cumhuriyet Partisi (Republican Party), 1854'te, köleliğin batı bölgelerde potansiyel olarak genişlemesine izin veren Kansas-Nebraska Yasası'nın karşıtları tarafından kuruldu. 1854'ün başlarında Kansas-Nebraska Yasası'nı tasarlayan adam, Demokrat Partili senatör Stephen A. Douglas’dı. Sivil savaş sırasında beyaz üstünlüğüne inanıp köleliği destekleyen General Nathan Bedford Forrest Ku Klux Klan örgütünü kurdu ve Demokrat partinin liderleri arasında yer aldı. Demokrat partinin seçimlerde sloganları, “Burası Beyaz Adamın Ülkesi; Bırakın Beyaz Adamlar Yönetsin” idi. Abraham Lincoln ilk Cumhuriyetçi başkandı. Lincoln köleliğin yaygınlaşmasına karşı çıkarken ekonomik reformu ve klasik liberalizmi destekledi. ve Cumhuriyet Kongresi önderliğinde 1865'te Amerika Birleşik Devletleri'nde kölelik yasaklandı.
Sağ siyaset, belirli sosyal düzenlerin ve hiyerarşilerin kaçınılmaz, doğal, normal veya arzu edilir olduğu görüşünü destekler. Tipik olarak bu konumu doğal hukuk, ekonomi veya gelenek temelinde destekler. Hiyerarşi ve eşitsizlik, geleneksel sosyal farklılıkların veya piyasa ekonomilerindeki rekabetin doğal sonuçları olarak görülebilir.
Sağcı terimi genellikle bir siyasi partinin veya sistemin serbest girişimi ve özel mülkiyeti savunan ve tipik olarak sosyal olarak geleneksel fikirleri destekleyen bölümünü ifade edebilir. Sağcının anlamı "toplumlara, tarihsel çağlara ve siyasi sistemlere ve ideolojilere göre değişir. The Concise Oxford Politika Sözlüğü'ne göre, liberal demokrasilerde, siyasi sağ sosyalizme ve sosyal demokrasiye karşı çıkar.
Nasıl ki, Demokrat Parti’nin ideolojisine zıt bir başkan (John F.Kennedy) göreve geldiyse aynı şekilde Cumhuriyet Partisin’in de ideolojisine zıt, savaş yanlısı başkan göreve geldi. George W. Bush en kötü başkanlardan biri olarak Amerika ve dünya tarihine adını yazdırdı.


Demokrat Partili Biden, başkan seçildiğinden beri Amerika Birleşik Devletleri’nde neler oluyor?
Ekonomi
Bir önceki bölümlerde sizlere hem Türkiye’de hem Amerika’da sol-sağ kanatlı parti yönetimlerinden bahsettim. Kapitalizm’in Sosyalizm veya Komünizm karşısında neden daha faydalı olacağını anlatmaya çalıştım. Peki Amerika’da uygulanan kapitalizm sisteminin hiç mi zararları veya eksiklikleri yok. Elbette var. Ve bunun da ekonomiye etkisi büyük oluyor. Birincisi Demokratların yüksek vergi sistemi, yıllardır el atmadıkları rekabetin olmadığı sağlık sigorta şirketleri, tedavide ve ilaçlarda uygulanan yüksek fiyat politikasının değişmesi gerekiyor. Her türlü tıpta ilerleyip tüm dünyaya ilaç üreten Amerika; ilaçlarının kutularını, ambalajlarını bile Çin’e yaptırıyor.
Sağlık sisteminde rekabet yok. Sağlık sistemi resmen kapitalizmin dışında tutulmuş. Sigorta şirketleri hepsi birlik olup fiyatlarını sabitlemiş. Hangi sigortayı seçtiğinizin bir önemi olmuyor. Bunun değişmesi gerekiyor. Trump bu konuyla ilgili bazı yasalar çıkarmış ve çıkarmaya devam edecekti ki, Biden gelmesiyle birlikte çıkarılan yasaları da geri çekti.
Amerika’da uygulanan kapitalist sistemde diğer bir sorunda Demokrat Partili yönetimin altında olan eyaletlerde büyük firmalara uygulanan vergilerin yüksek olmasıdır. Ve bu yıllar içeresinde birçok firmayı küstürmüş ve fabrikalarını Çin’e taşımalarına sebep olmuştur. Çin, komünizmi uygulayan bir ülke olarak kapitalizmin kaymağından faydalanırken, fabrikalarda çalışan işçilerini çok düşük fiyatlara çalıştırmaya devam etmektedir. Trump başkanlığı sırasında firmalara vergileri düşüreceğinin sözünü vererek büyük markalara, fabrikalarını ülkelerine geri taşımaları konusunda talepte bulunmuştu. Salgın yaşanmaya başlayınca ne yazık ki kimse yerinden kıpırdayamadı. Ama artık Amerika halkı uyandı. Kendi üretimini yapamayan bir ülkenin sıkıntıya düşeceğinin farkında. En son örnek; Elon Mask’ın Tesla markasını yüksek vergi uygulayan Demokratlar tarafından yönetilen Calfornia’dan Cumhuriyetçiler tarafından yönetilen Teksas’a taşıması oldu. Bir iki yıl önce de Amazon, New York’da ki yüksek vergilerden şikayet ederek ana deposunu Florida, Orlando’ya taşıdı. Solcu Demokratlar yüksek vergi uygular, sağcı Cumhuriyetçiler vergileri herkes için düşürmeyi hedefler.
Amerika’da tam zamanlı çalışan bir kişinin haftalık normal çalışma saati 40 saattir. Geçmiş yıllarda kadınların daha az çalıştığı daha çok ev işlerine zaman ayırıp, anne olduktan sonra çocuklarını yetiştirdiği ve sadece babanın çalıştığı dönemlerde bir kişinin maaşıyla ev almak, kolay geçinmek mümkündü. Şu an Amerika’da hem kadın, hem erkek çalıştığı zaman rahat ve konforlu bir yaşama sahip olabiliyorlar. Ve iki kişinin maaşıyla ev almaları mümkün oluyor. Bence Amerika’da haftalık 40 saatlik çalışmanın neticesinde sosyal hayata, aileye eskisi kadar zaman kalmıyor. Sistemin kendisini yenilemesi gerekiyor. Amerika’nın sosyal hayata, sanata, kültüre daha fazla zaman ayırmasının zamanı geldi de geçiyor.
Biden hükümeti göreve başladığından beri, Amerika’nın ekonomisi nasıl zarar almaya başladı kısaca özet geçmeye çalışacağım.
Tırlar mal almak için kuyruklarda bekliyor, Gemiler limanlarda yığıldılar malı indirip ayrılamıyorlar. Biden'ın tedarik zinciri krizine neden olan, ekonominin çökmesine sebep olan bu nedenleri ana hatlarıyla belirtmek gerekirse;
Biden'ın milyarlarca dolarlık işsizlik yardımı da dahil olmak üzere ekonomi politikaları, tırcıların ve liman işçilerinin mevcudiyetini azalttı.
Biden'ın “Green New Deal agenda” gündemi, nakliye fiyatlarının fırlamasına, petrol üretiminin düşmesine ve büyük enflasyona neden oldu.
Biden'ın "yumuşak Çin politikaları", eski Başkan Donald Trump'ın azaltmaya çalışmasının ardından Çin'e tedarik zinciri bağımlılığını yeniden başlattı.
Biden yönetimi kendi ülkesindeki petrol üretimine savaş açtı. Fosil yakıt endüstrisini işsiz bırakmak niyetinde olduklarını açıkça belirttiler. Yani şu anda petrol pompalayan sadece 528 petrol kuyusu var - bu, 2019'da Trump dönemindekinin yarısı kadar. Petrol üretimi yapan işletmelerde çalışan işçilere onları işten çıkaracağınızı söylediğinizde, üretim yavaşlar ve yeni kuyular açılmaya devam etmez bu sonuç ise Wall Street’in fosil yakıt endüstrisine yatırım yapılmamasına, Rusya’dan ve Orta Doğu’dan tekrar petrol almanıza neden olur.

Dr. Rachel Levine United States assistant secretary for health
Eğitim
Gelelim Demokratların takılıp kaldıkları cinsiyet konusuna ve okullarda eğitim gören çocuklar üzerinde yarattığı etkiye..
Joe Biden'ın Sağlık Bakanı olarak seçtiği transseksüel Dr Rachel Levine daha göreve gelmeden önce cinsiyet disforisi olan ergenlik öncesi çocuklar için hormon tedavisini ve cinsiyet değiştirme ameliyatını desteklediğini açıkladı. Şu an sağlık bakanı olan Levine’in henüz reşit olmamış çocuklar için cinsiyet değiştirme ameliyatlarında ailelerinin de iznine gerek duyulmadan onaylanabileceğini savunması mecliste tartışmalara neden oldu. Cumhuriyet Partisi senatörü Rand Poul sağlık bakanına “Dr. Levine, reşit olmayanların cinsiyet değiştirmek gibi hayat değiştiren bir karar verebilecek kapasitede olduğuna inanıyor musun?” diye sordu. Fakat Levine soruya cevap vermek yerine “eğer yasa onaylanacak kadar şanslıysam, sizinle ve ofisinizle birlikte çalışmayı ve ofisinize gelmeyi ve transseksüel tıbbın bakım standartlarının ayrıntılarını tartışmayı dört gözle bekliyorum” diye yanıtladı. Senatör Rand Poul meclisteki konuşmasına devam ederek, “Hükümetin, bir çocuğa ergenlik engelleyici ilaçlar, cinsiyetler arası hormonlar ve/veya göğüs ve cinsel organ kesme ameliyatı vermek için ebeveynlerin rızasını geçersiz kılmak için müdahale etmesini destekliyor musunuz?” diye sordu. Ayrıca “Sokak çocukları için protokolleri hızlandırmaya istekli olduğunuzu söylediniz. Anne babası olmayan, evsiz ve perişan olan zavallı çocukların bunu yaşamasına ve bunun bir reşit olmayanın başına gelmesine izin vermenizden endişe duyuyorum” dedi.
Bu konuda Cumhuriyet Partisinden Florida Valisi DeSantis ise, küçükler için transseksüel ameliyatları yasaklayacaklarını söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri’nde alkol kullanma ve bara girme yaşının 21 olduğu düşünülürse insanın hayatını ciddi anlamda etkileyecek böylesine önemli bir kararın daha çocuk yaşta alınabileceğini savunmak delilik olsa gerek.
Biden, yönetiminin ilk gününde, öğrenci-sporcuların tanımladıkları cinsiyet altında yarışmaları gerektiğini söyleyen bir yürütme emri çıkardı. Birçok spor köşe yazarı bu durumu olumsuz olarak değerlendirdi. New York Post spor köşe yazarı Phil Mushnick'e göre, cinsiyet ve atletizmle ilgili politik doğruculuk, şu anda var olan kadın sporlarının sonunu getirebilir. Kendini kadın olarak tanımlayan transseksüel sporcuların yarışma sırasında güç ve hız açısından avantajları olabileceğini savundu.
Bazı iş yerlerinde, okullarda kadın erkek tuvalet ayrımı kaldırıldı. Kadın ve erkek ayrımı yapmaya devam eden yerlerde transseksüel olan ve kendisini kadın olarak adlandıran erkekler kadın tuvaletlerini kullanmaya başladılar.
Bir okul yönetim kurulu toplantısında, önerilen transeksüel politikalarını protesto eden bir baba, kızının kızlar tuvaletinde 'etek giyen' bir erkek öğrenci tarafından tecavüze uğradığını iddia ettikten sonra Okul veli toplantısında kızının hakkını arayarak konuşma yaptı. Okulun konuyu kapatmaya çalıştığını ve kayıtlarında yer almadığını dile getirdi. 48 yaşındaki Scott Smith polis tarafından şiddet kullanılarak tutuklandı. Baba Smith, çocuğun kızların tuvaletine girmek ve ona saldırmak için okulun trans politikalarından yararlandığını söyledi. Ekim ayında aynı çocuk, farklı bir okulda farklı bir kıza saldırdığı iddiasıyla tutuklanmıştı.
Makalemin bu bölümünü yazdığım gün ise Amerika, US pasaportunda ilk kez X cinsiyetinin yazılacağını duyurdu. Yaşadığımız bu gezende bilimsel olarak belirlenmiş kadın ve erkek cinsiyeti haricinde bir başka cinsiyet türü bulunmamaktadır.
Özellikle ilköğretime giden çocuklara bazı okullarda verilen seks ve transseksüellik hakkındaki yazılı ve görsel eğitim velileri kızdırdı. CNN'den Anderson Cooper'ın yapımcılığını üstlendiği New York'taki yıllık 55.000$'lık Dalton Okulu'ndaki birinci sınıf öğrencilerinin ebeveynleri, çocuklarına mastürbasyonu tartışan bir seks eğitimi videosunun gösterilmesine öfkelendiler. Kendilerinden habersiz gösterilen videonun henüz altı veya yedi yaşındaki çocukları için kesinlikle uygun olmadığını ve kendilerinden izin alınmadıkları için şikayetçi oldular. Henüz altı-yedi yaşındaki bir çocuğa transseksüellikten bahsedilmesinin ise çocuğun kafasının karışmasına neden olacağını vurguladılar.
Orange County California Birleşik Okul Bölgesi'nde 25 yılı aşkın bir süredir öğretmenlik yapan ve şu anda okul yönetim kurulu üyesi olan Brenda Lebsack, ebeveynleri çocukları için solcuların getireceği tehlikeler konusunda uyardı. Ve şunları söyledi: "Ulusal ve eyalet öğretmenler birliği Black Lives Matter'ı ve onların K-12 müfredatını destekliyor. BLM müfredatında Cinsiyetin çocuğun duygularına dayalı olarak çocuğun seçimi olduğu öğretileri var. Bu seçimler şunları kapsiyor: Erkek, Kız, İkisi, Ne erkek, ne kiz ya da başka bir şey. Kaliforniya Eğitim Bakanlığı bu seçimin iki yaşında yapılabileceğini söylüyor."
Eğitimde ilk öğretim sınıflarında cinselliğin, eşcinselliğin, transseksüelliğin işlenmesi demokrat partili valiler tarafından yönetilen eyaletlerde şu sıralar sıkça gündemde. Haberlerin yanı sıra benim de bu konu hakkında Amerika’da Florida dışında yaşayan bazı Türklerle gerçekleştirdiğim sohbetler var. İki tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Seaatle’de birinci sınıfa giden bir kız öğrencinin bir gün eve geldiğinde annesine sorduğu soruyu aktaracağım. “Anne, kadınlar kadınlarla evlenebiliyormuş, ben de evlenebilir miyim?” Şimdi bu soruda bir anormallik yok. Anormallik bunu henüz birinci sınıfa giden altı veya yedi yaşındaki küçük kız çocuğunun soruyor olması. Bir diğer arkadaşım da New Jersy’de ilk öğretim okulunda öğretmenlik yapıyor. Bazı küçük öğrencilerinin kendi cinsiyetlerini belirlemekte zorlandığını söyledi. Kendilerine takma isimler koymuşlar ve o şekilde kendilerine hitap edilmelerini istiyorlarmış. Öğretmen arkadaşım “bazen öyle zorlanıyorum ki” diyor, “yanlış bir ifade kullanıp öğrenciyi kızdırmaktan korkuyorum. He (O-erkek) veya She (O -kadın) mi diye hitap etmem konusunda aklım karışıyor.”
Ergenlik çağına gelmiş her genç kendi bedenini keşfetmeye başladığı andan itibaren cinsellikle ilgili birçok şeyi merak etmeye başlayabilir. Normali de budur. Liseye başlamış bir gence bu sorunun cevabını daha rahat kafa karışıklığı yaşamasına neden olmadan verebilirsiniz. Ama altı yedi yaşında bir çocuğa bu konulardan bahsetmeye başlarsanız işin içine kafa karışıklığı ve yönlendirmeler girer. Bu da sağlıklı değildir. Mademki reşit olma yaşı 18 kabul ediliyor. !8 yaşından itibaren her gencin kendini nasıl hissettiği, kimi neden ve niçin sevdiği sadece kendisini ilgilendirecektir. Fakat bu çocuklar için geçerli olamaz olmamalı. Onların öncelikle büyümelerine, olgunlaşmalarına, bulundukları bedeni keşfetmelerine izin vermeliyiz. Eşcinsel veya transseksüel bir yetişkini kimsenin yadırgamasını doğru bulmuyorsam küçük bir çocuğun aklına daha kendi bedenini bile keşfetmemiş, varlığının değerinden habersiz bir çocuğa cinsellikle ilgili kafa karıştırıcı bilgileri sunmayı da doğru bulmuyorum. Çocukların çocukluklarını yaşamalarına izin vermezsek, pedofili olan insanların ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Çünkü bu eğitimi erken yaşta alan çocuklar okulda kendilerine anlatılan mastürbasyonu ve kendine dokununca hissettikleri duyguyu çok erken keşfedip her türlü şeyi çok erken yaşta denemeye kalkışacaklardır. Her türlü cinsel ilişkiyi hem kendi cinsiyle hem karşı cinsle veya kendisinden yaşça çok büyük kişilerle yaşamanın doğru olduğunu düşünecektir. Bu da özellikle demokratların içinde bulunan pedofili kişilerin işine gelen bir durum. Epstein adasını sık sık ziyaret eden demokrat partili iş insanlarını, Hollywood dünyasından ünlülerini, eski Başkan Clinton’ı unutmamak gerek. Şu an demokratların büyük destekçisi, dünyayı bir kaosa sürükleme çabası içinde olan Bill Gates’in de adaya giden kişiler arasında olduğu düşünülüyor. Melinda Gates, kocasının seks suçlusu Jeffrey Epstein ile olan ilişkilerine ilişkin endişeleri nedeniyle Bill Gates'ten boşanmaya karar verdiğine inanılıyor. Wall Street Journal'da yayınlanan haberde Bill Gates'in reşit olmayan kızların seks taciriyle bağları su yüzüne çıktığında Ekim 2019'da Melinda Gates’in boşanma avukatlarıyla çalışmaya başladığı iddia edildi.
Çocukları şimdi korumazsak gelecekte yaratacakları yeni dünya düzeninde çocukların erken yaşta başlayan cinsel hayatları, kimlik karmaşası ve psikolojik sorunlar neticesinde intiharlar artacak ve aile kavramı kültürümüzden hızla silinmeye başlayacak.

Çin Virüsü (Covid 19)
Covid !9 virüsü için ben de Başkan Trump gibi Çin virüsü tabirini kullanmak istiyorum. Virüsün yayılmasıyla yaşanan süreçte birçok tartışma yaşandı. Politikacılar, halk ikiye ayrıldı. Ama en acı olan bilimin ikiye ayrılmasıydı. Çünkü bazı bilim insanları daha fazla zengin olmanın yolunu seçerek ettikleri yeminleri unuttular ve bazı politikacılara hizmet etmeye başladılar. Mesleklerinin gerekliliğini yerine getirerek doğruları halkla paylaşmak yerine politikacılara hizmet ederek zengin olmayı tercih ettiler. Çin’in bu konuda yargılanmasını ve hesap vermesini söyleyen Trump’ın aksine Biden Çin’le hiçbir şey olmamış gibi yeni anlaşmalara imza atmaya başladı. Virüsle ilgili ve geliştirilen aşılar hakkında konuşulacak, tartışılacak çok şey var elbet ama bunu yapabilmemiz için üzerinden en az beş yıl geçmesi gerektiğini ve beklememiz gerektiğine inanıyorum. Şu anki bilgi akışı çok sağlıklı ve güvenilir değil. Sadece araştırması yapılmış ve mecliste tartışma konusu olmuş birkaç konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, Amerika'nın parasının Çin’de bazı virüsleri daha bulaşıcı ve daha ölümcül hale getiren 'işlev kazanımı' olarak bilinen araştırmaları finanse etmek için kullanıldığını iddia ederek araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Dr Fauci, Başkan Biden'ın danışmanı olmasının yanı sıra, ABD hükümetinin Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin (NIH) bir parçası olan ABD Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü'nün (NIAID) direktörü. Bu kurum, Wuhan Viroloji Enstitüsü ile işbirliği yapan bir kuruluşa para verdi. Para verilen kuruluş, ABD merkezli EcoHealth Alliance, yarasalardan kaynaklanan olası virüsleri araştırmak için 2014 (O yıl ABD başkanı Obama ve yardımcısı Biden idi) yılında hibe aldı. EcoHealth, NIH'den 3.7 milyon dolar aldı ve bunun 600.000 doları Wuhan Viroloji Enstitüsü'ne verildi. 2019'da proje beş yıl daha uzatıldı, ancak Corona virüs pandeminin patlak vermesinin ardından Nisan 2020'de Trump yönetimi tarafından iptal edildi.
Senatör Paul, araştırmanın 'işlev kazancı' araştırması olarak nitelendirildiğine inanıyor ve konuşmasında biri 2015 yılında ve diğeri 2017 yılında yayınlanan iki akademik makaleye atıfta bulundu. "Rutgers Üniversitesi'nde bilim adamı Prof Richard Ebright'ın araştırmaları yeni virüslerin yaratıldığını gösterdiğini ve bunların daha bulaşıcı olan 'yeni potansiyel patojenler yaratma riski taşıdığını' söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri özgür bir ülke ve her insanın kendisine uygun tıbbi kararı verme hakkı var. Fakat Biden hükümeti aldığı kararla aşı vurulmama nedenini doktor tarafından raporlamayan kişilerin işten çıkartılabileceklerini duyurdu. İşten çıkartmalar önce federal çalışanlar arasında başlatıldı. Covid 19 aşısı vurulmamış Orduda çalışan kişilerden çıkartılanlar oldu. Uzun yıllardır orduya hizmet eden bazı kişiler konuyu mahkemeye götürdüler. Covid virüsünün ilk yayılıp hastanelerin dolduğu dönemde saatlerce fedakarlık ederek çalışan doktor ve hemşireleri kahraman ilan ederken şu sıralar aşı vurulmak istemediğini söyleyen doktor, hemşireler işten çıkartılmaya devam ediliyor. Demokratların yönetimi altında olan eyalet ve şehirlerde itfaiyeciler, okul çalışanları, pilotlar, hostesler işten çıkartılıyor.
Bu duruma tepki gösteren Cumhuriyet Partisinden Florida Valisi Ron DeSantis işten çıkartılan ve Florida’ya taşınmak isteyen polislere 5000 dolarlık para yardımı yapmaya hazır olduğunu duyurdu.

Florida Governor Ron DeSantis
Aşı zorunluluğun yanı sıra Demokrat valilerin yönettiği çoğu eyalette maske zorunluluğu devam ediyor. Biden kendi taraftarlarıyla maskesiz bir araya gelip kucaklaşırken, çocuklar okullarda çalışanlar iş yerlerinde maske takmaya zorlanıyorlar. Demokrat elitler yemek davetlerinde birbirleriyle maskesiz kaynaşıp partinin tadını çıkarırken, onlara hizmet eden garson ve çalışanların maske takması gerekiyor.
İşlerinden çıkarılan, aşıya zorlanan insanların protestolarda söylediği gibi ben de asla aşı karşıtı değilim ama anayasanın bana verdiği bedenim üzerindeki seçim hakkımı özgürce kullanabilmekten yanayım.

Kürtaj
Kürtaj ahlaki, etik, dini ve politik nedenlerle birçok eyalette tartışmalı bir konudur. Amerika’da Genç gebelikler, özellikle 14 yaş ve altı gençler arasında, genellikle yüksek kürtaj oranlarına sahiptir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda belirlediği karar, bir kadının kürtaj yapıp yapmamayı seçme hakkına sahip olduğu ve hamileliğin üç aylık dönemin bu yasal çerçeve içinde yer almasıdır. İlk üç aylık dönemde hükümetler (eyalet yönetimleri), lisanslı bir doktor yaptığı sürece, bir kadının kürtajı seçmesini yasaklayamaz. İkinci üç aylık dönemde hükümetler, annenin sağlığını korumak için uyarlandığı sürece kürtajla ilgili tıbbi düzenlemeler yapabilir. Üçüncü üç aylık dönemde ise hükümetler, prosedür annenin hayatını veya sağlığını korumak için gerekli olmadıkça, tüm kürtajları yasal olarak yasaklayabilir.
Bugün gelinen noktada kürtajı bazı eyaletler kısmen kısıtlarken, bazıları tamamen yasaklıyor bazıları ise hiçbir sınır koymadan hamileliğin her döneminde uygulanacak kürtajı yasal kılıyor. Ben ne dini ne de politik olarak bu konuya yaklaşılmamasından yanayım. Teksas eyaletinin bu konu hakkında seçtiği yol bana ahlaki açıdan en doğru gelen yöntem olduğunu söylemeliyim. Bir bebeğin kalp atışı henüz duyulmaya başlamadan yani altı hafta içinde kürtajın uygulanmasını doğru bulur. Henüz anne karnında fetüs olarak adlandırılan canlının kalp atışını ancak 6 hafta sonra duymak mümkündür. Bir kadının regl olmadığını anlaması ve hamilelikten şüphelenmesi genelde beşinci hafta içinde gerçekleşir. Kürtaj konusu bana her zaman acı hissettiren bir durum olduğu için bu konuya duygusuzca yaklaşmam asla mümkün olmuyor. Ama tamamen yasaklanmasını da kabul edemem. Çünkü bazen çift, bebek istemediklerine karar verip korundukları halde bir kaza sonucu hamilelik gerçekleşebiliyor. Bu durumda ne anneyi ne babayı suçlamak mümkün. Veya tecavüz, ensest ilişki sonucu hamilelikler olabiliyor. Annenin en doğal hakkı doğurup doğurmama konusunda seçim yapma hakkına sahip olabilmesi. Kabullenemediğim ise insanların umursamaz davranıp korunmadan seks yapmaları ve sonrasında kadın hamile kaldığında kürtaj yaptırmak istemesi. Bu bana üzücü geliyor. Ahlaki açıdan da insanlığımıza yakıştıramıyorum.

Şimdi bazı eyaletlerden kürtaj yasaları hakkında sizlere örnekler sunacağım. Amerika’da çok tartışılan genelde Cumhuriyetçi yöneticileri aşırı tutucu olarak değerlendiren Demokratlar bu konuda haklılar mıymış gelin beraber okuyup, görelim.
Alabama
“14 Mayıs 2019'da Alabama, hamileliğin tecavüz veya ensestten kaynaklanıp kaynaklanmadığı da dahil olmak üzere hamileliğin herhangi bir aşamasında kürtajı yasaklayan bir yasayı imzaladı. Annenin sağlığı tehlikedeyse veya doğumdan sonra bebek için ölümcül olabilecek bir fetal anormallik varsa bir istisna yapılır.” Alabama Cumhuriyet Partili bir vali tarafından yönetilmektedir. Bu yasada tecavüze uğrayan veya ensest ilişki sonucu hamile kalan bir kadının kürtaj hakkı olması gerektiğine inanıyorum. Ve en azından ilk 6 hafta her kadının kürtaj yapma hakkının verilmesini savunuyorum. Çünkü bu eyalette yaşayan ve seçim yapamayan kadınlar komşu eyaletlere giderek sorunlarını çözmek zorunda kalıyorlar.
Arkansas
“15 Mayıs 2019'da Arkansas, tecavüz, ensest ve tıbbi acil durumlar için yapılan istisnalar dışında 18 hafta sonra kürtajı yasaklayan bir yasayı imzaladı.” Arkansas Cumhuriyet Partili bir vali tarafından yönetilmektedir. On sekiz hafta beklemek için çok uzun bir zaman bence. Eğer bir anne partneriyle beraber veya tek başına bu kararı alacaksa daha erken alması gerektiğine inanıyorum. Çünkü 18 haftalık bir bebek epey gelişim göstermiş oluyor.
Arizona
“Arizona kürtaj yasaları, hamileliğin 24 haftasına kadar yasal kürtaja izin verir.” Arizona, Cumhuriyet Partili bir vali tarafından yönetilmektedir. Yani 6 aylık bir bebeğin kürtajına izin verebiliyor. Yedi aylık doğan bebeklerin bile yaşadıklarını düşünürsek bu benim kanımı donduruyor.
California
“Kürtaj yasaldır. Hamileliğin süreci belirtilmemiştir. Hemşire-ebeler ve diğer hekim olmayan tıp mesleklerinin, uygun eğitime sahip oldukları sürece prosedürü gerçekleştirmelerine izin verilir. Devlet üniversiteleri, öğrencilere kürtaj hapı Mifepristone'u ücretsiz olarak sağlamak zorundadır.” California Demokrat Partili bir vali tarafından yönetilmektedir.
District of Columbia (Başkent)
“Washington D.C. kürtaj yasalarını Amerika Birleşik Devletleri'nde en az kısıtlama getiren yerdir. Kürtaj başkentte yasaldır ve lisanslı bir doktor tarafından yapılmasına gerek yoktur. Geç dönem kürtaj yasağı yoktur.” Yani kadın kaç aylık hamile olursa olsun bebeği aldırma hakkına sahip.
Florida
“Florida kürtaj yasaları, kürtajın 24 haftalık hamilelikten önce yasal olduğunu belirtir. Bir kadın işlemden önce bir ultrason almalı ve işlemi lisanslı bir doktor yapmalıdır. Hastanın reşit olmaması durumunda ebeveyn veya yasal vasi bilgilendirilmelidir.” Florida Cumhuriyet Partili bir vali tarafından yönetilmektedir.
Georgia
“Georgia kürtaj yasaları kısıtlayıcıdır. 7 Mayıs 2019'da Georgia, altı haftalık hamilelikten sonra kürtajı yasaklayan "fetal kalp atışı" yasasını imzaladı. Hamilelik nedeniyle hayatı tehlikede olan anneler ve polise ihbarda bulunulması halinde tecavüz veya ensest durumlarında istisna yapılır. Prosedürü lisanslı bir doktor yapmalıdır ve doktorun katılmayı reddetme hakkı vardır.” Georgia Cumhuriyet Partili bir vali tarafından yönetilmektedir.
Illinois
“Illinois'in 12 Haziran 2019'da yürürlüğe giren Üreme Sağlığı Yasası, kadınların kürtaj için temel bir hakkı olduğunu ve sigorta şirketlerinin kürtaj ve diğer üreme sağlığı hizmetlerini karşılaması gerektiğini belirtir.” Illinois Demokrat Partili bir vali tarafından yönetilmektedir. Bir sınırlama belirtmediği için hamileliğin her anında kürtaj gerçekleştirilebileceği anlaşılıyor.
New York
“New York kürtaj yasası, kürtajın hamileliğin ilk 24 haftasında ve bir kadının hayatını veya sağlığını korumak için gerekli olduğu zaman sonrasında da yasal olduğunu belirtir.” New York, Demokrat Partili bir vali tarafından yönetilmektedir. Bu yasa içeriği birkaç yıl önce mecliste epey tartışılmıştı. Dokuz aylık bir bebeği anne son anda doğurmaktan vazgeçerse kürtaj yaparak ölümüne neden olabilir mi soruları yanıtsız kalmıştı.
51 Eyaletin tümünü yazarak konuyu uzatmak istemedim. Hem Cumhuriyet hem Demokrat Parti tarafından yönetilen eyaletlerin birkaçını seçerek örnek vermeyi uygun gördüm. Agnostik görüşe sahip biri olarak bu konuya tamamen ahlaki boyutuyla bakıyorum. İnsanlığa yakışanı uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Bir kadın diğer bir insana can verebilmeyi ya da öldürmeyi (geç hamileliklerde) tercih edebilir. Ama bunun sebepleri, nedenleri insanlığımıza aykırı yakışmayacak şekilde olmamalı.


Sınır
Bazı insanların ütopik bir hayali vardır, sınırlar kalksın, herkes her yere özgürce seyahat edebilsin, yerleşebilsin. Belki bu bir gün elbette mümkün olacak. Ama hala din, ırk yüzünden ülkeler birbirine düşerken ve savaş çıkarmaya hevesli yöneticiler varken bunun henüz mümkün olmayacağını düşünüyorum.
Başkan Trump Meksika sınırına duvar örmek istediğinde ırkçılıkla suçlanmıştı. Yasa dışı göç edenleri bir binada toplayarak kayıtları tutulurken yine ırkçılıka suçlanmıştı. Başkan Trump Meksika sınırına neden duvar örmek istedi, kısaca özetlemeye çalışacağım. Mesele sınırdan sadece yasa dışı giriş yapanları engellemek değildi. Konu çok daha derin ve ciddiydi. İnsan ve uyuşturucu ticareti yapan çeteler sınıra yerleşmişlerdi. Bazı küçük çocuklar ve kadınlar kaçırılıp sınırda satılıyordu. Uyuşturucunun çok kolay ticareti sağlanıyordu. Amerika’ya yasadışı getirilen bu küçük çocuklar ve kadınlar seks işçisi olarak çalıştırılmaya başlanıyordu. Duvar örülürse bu duruma son vermiş olacaktı. Fakat Trump başkanlık döneminde başlattığı duvarı ne yazık ki bitiremedi. Ve Biden’ın gelmesiyle birlikte insanların sınırdan yasadışı girişine izin verildi. Özellikle sınıra yakın olan Teksas eyaletinin valisi bütün bir yıl bu sorunla uğraşmak zorunda kaldı. Hala da mücadelesini sürdürüyor.
Biden hükümeti sınırda Meksika’dan girenlerin serbest bırakılmasına izin verirken Küba’dan deniz üzerinden Amerika’ya yasadışı girmeye kalkacak biri olursa acımayacağını ifade etti. Sanırım neden Meksika’dan girenlere izin verirken Küba’ya karşı çıkmasını anlamış olmalısınız. (Çünkü Küba’dan göç edenler sosyalizmden kaçan kişiler ve Amerika’da bulunan Kübalılar protestolar yaparak sosyalizmi Amerika’da istemiyoruz diye haykırıyorlar. Çünkü kaçtıkları sosyalizmin ne olduğunu biliyorlar)
Biden kaç yıllık siyasi geçmişinde oğluyla birlikte karıştığı insan ticareti ve pedofili kimlikleriyle anıldı. Oğlunun (Hunter Biden) küçük kız çocuklarıyla çekilmiş seks fotoğrafları ortaya çıktı. Joe Biden'ın kadınlara uygunsuz bir şekilde dokunduğu ve onlara arkadan sarıldığı an çekilmiş fotoğrafları, videoları yayınlandı. Biden gerçekten masum olmuş olsaydı Trump döneminde başlatılan, Seks saldırganı veya pedofili suçlardan aranan kişileri özellikle yasa dışı Amerika’da bulunan kişileri yakalamak üzere düzenlenecek “operation Talon” programını iptal etmezdi.
Meksika’dan giriş yapan veya Haiti'den gelen yasadışı insanlara covid döneminde ne bir test uygulaması ne maske zorunluluğu getirildi. Teksas valisi geçtiğimiz hafta duvarı tamamlamak için gerekli çalışmalara başlayacağını duyurdu.
Sınır ve daha birçok farklı konuda Florida ve Teksas eyalet valileri Biden hükümetiyle savaşmaya devam edecek gibi gözüküyor.

Anayasal hak, bireysel silahlanma
Amerika Birleşik Devletleri'nde silah bulundurma ve taşıma hakkı, ABD Anayasasının İkinci maddesiyle korunmaktadır. Anayasanın ikinci maddesinde "yasalara saygılı, sorumlu vatandaşların ülkesini ve evini savunmak için silah kullanma hakkını" koruduğunu belirtir.Anayasanın ikinci maddesi, 15 Aralık 1791'de Anayasa'ya eklenen Haklar Bildirgesi'nin bir parçasıdır. Bu yasa, vatandaşların "silah taşıma" veya silahlara sahip olma haklarını korur. Bunun, bir gün ülke içten ihanete uğradığında hem ülkesini geri kazanmak hem de evini ailesini korumak için yardımcı olacağını savunur. Suçluların ve akıl hastalarının silah almasını engeller.
Demokratlar bireysel silahlanmayı tamamen kaldırmak ve yasayı değiştirmek için defalarca atılımda bulundu, bulunmaya da devam ediyorlar. Bunun için okullarda silahla arkadaşlarını veya öğretmenlerini öldürmeye kalkan çocukları, sokaklardaki silahlı çatışmaları ve çeteleri sebep olarak gösteriyorlar.
Hep inandığım bir felsefe vardır. Bir insan kötüyse veya akıl sağlığını yitirdiği için öldürecekse öldürür. Bunun için illa silaha ihtiyaç duymaz. Bu bazen bıçakla, uygulayacağı şiddetle olur bazen Youtube’da öğrendiği ve evinde yaptığı bir bombayla gerçekleşir. Asıl sorulması gereken soru bir çocuk neden öldürmeyi düşünür olmalı. Amerika olarak biz eğitimde nerede hata yapıyoruz, çocuklarımıza verdiğimiz eğitimde bir eksiklik mi var bunu sorgulamamız gerekiyor. Eğitimini Amerika’da tamamlamış çocuğu olan bir anne olarak eğitimdeki en büyük eksikliğin felsefe ve psikoloji derslerinin olmamasından kaynaklandığını söyleyebilirim.
Eğer bir çocuğa felsefe ve psikoloji derslerini verirseniz, o insan varlığını daha iyi anlamlandırabilecek, empati yapabilecek, doğamızı çözebilecek bir canlıya dönüşebilme fırsatı yakalayabilir. Liselerde her ne kadar okullarda psikolog danışmanlık hizmeti olsa da bu konuda öğretmenlerin yetersiz kaldığına inanıyorum. Saat ücretiyle çalışan çoğu öğretmen dersini anlatıyor ve sınıftan çıkıyor. Öğrencilerini tanımaya onları anlamaya çalışmak için bir çaba veya vakit harcamıyor. Sorunu olan bir öğrenciyi gözlemleyebilse zamanında müdahale edip belki de çocuğun ailesiyle veya okulun psikoloğu ile görüşse durumun gidişatını değiştirme fırsatını yakalayacak.
Aynı şekilde sokaklarda yasa dışı silahlanmış binlerce insan var. Chicago’da çeteler arası her hafta birileri vurularak öldürülüyor. Bazı bölgelere artık polis bile gitmiyor. Vurulanlar arasında küçücük çocuklar da var. Yasayı değiştirerek ancak normal vatandaşın elindeki kayıtlı silahları toplayabilirler. Yasa dışı kayıtsız, suçlunun elinde sokakta savaşan insanların ellerindekini toplayamazlar. Ayrıca Demokratların insanları elit kesim, alt kesim olarak sınıfa ayırdıklarını düşünürsek kendi insanlarının ellerinde silahlar olmaya devam edecektir.
Biden rejimi “aşılanmamışları” “uçmaya yasak listesine” koymak istiyor- on milyonlarca Amerikalıyı kalıcı olarak hava yolculuğundan ayırıyor. Tiranlık bununla da bitmiyor. Amerikalılar bir kez "uçulamazlar listesine" alındıklarında yerli teröristler olarak etiketlendikten sonra, "silahsızlar listesine" konulabilecekler bu da ateşli silahlara el konulmasına ve Amerikalıları silah tutma ve taşıma hakkından sonsuza kadar mahrum bırakmaya yol açacak. Bunların hepsi kasıtlı olarak, adım adım ve gizli bir şekilde yapılıyor, çünkü Amerikalıları toplayıp, silahsız ve insanlık dışı bir vatandaş sınıfı olarak kategori ettiğinizde toplama kamplarına koymak çok daha kolay olur.
Bireysel silahlanma yasasını değiştiren Australia bunun için açık bir örnek teşkil ediyor. Özellikle Covid döneminde şiddeti arttıran polislere halk nazi tanımlamasında bulunuyor. Polislerin yaşlılara dahi acımasızca şiddet uygulaması sıkça sosyal medya Twitter’da tartışılmaya devam ediyor.
Bu yüzden Cumhuriyetçilerin fikrine katılıyorum anayasanın ikinci maddesi kesinlikle değişemez, değiştirilmemeli. Bir gün bu ülkede anayasanın işlemediğini farkedecek olan halk vatanını kurtarmak tekrar anayasanın, hukukun işlemesini sağlamak için savaşmak zorunda kalabilir.
Amerika’nın ikinci anayasa maddesi bana Atatürk’ün gençlik hitabesindeki bir öğüdünü hatırlatır. “İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.”
Globalistler tarafından yönetilen Amerika’da ve bir çok ülkede eğer gerekli önlemler alınmaz ise Atatürk’ün sözünde olduğu gibi iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. İşte o zaman Amerikan halkı, bunu düzeltebilmek için anayasanın ikinci maddesine ihtiyaç duyacaktır.

The Future World Is Our Choice
Son söz
8 Kasım 2022 Amerika için önemli bir tarih. Çünkü bu ara seçim yılında Temsilciler Meclisi'ndeki 435 sandalyenin tamamına ve Senato'daki 100 sandalyenin 34'üne itiraz edilecek. Otuz dokuz eyalet ve bölgesel valilik ve çok sayıda diğer eyalet ve yerel seçimlere de itiraz edilecek. Bu, 2020 nüfus sayımını takip edecek olan yeniden dağılımdan etkilenen ilk seçim olacak.
İşte bu seçimde Senato’da hangi partinin daha güçlü olacağını ve kaç eyaletin daha Cumhuriyetçiler mi yoksa Demokratlar mı tarafından yönetilmek istediklerini öğrenebileceğiz. 2020 seçimlerinde özellikle bazı eyaletlerde yapılan hileler bazı eyalet mahkemelerinde ispatlandı ve belgelendi. Eğer 2024 Başkanlık seçimlerinde bu hilelerin tekrar yapılmaması için gerekli önlemleri almayı başarır ve yasalardaki açıkları Senatoda bulunan çoğunluk yeni yasa tasarılarını onaylarsa tekrar demokrasinin işleyeceğine dair bir umut doğabilir. Sırf Amerika’nın değil tüm dünyanın gidişatı 2022 Kasım’ında yapılacak bu seçimlerin neticesine bağlı diyebilirim.
Ya Globalistler’e hizmet eden hükümet yetkilileri kazanacak ve faşizmin dozu gittikçe artacak ya da vatanını, halkını sevip kollayacak yeni liderler tarafından yönetilmeye başlayacağız.